MENÜLERİMİZ
|
|
FİLM İZLE
|
|
|
İNTERAKTİF SERVİSLER
|
|
|
|
A.Ö ÖĞRENCİ GİRİŞİ
|
|
E-KART GÖNDER
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
BAKIM VE GÜZELLİK
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
DİYET VE EGZERSİZ
|
|
|
|
CİLT SORUNLARI
|
|
|
CİNSELLİK VE HAMİLELİK
|
|
|
AŞK SEVGİ ADINA HERŞEY
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
HAZIR SMSLER
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
PRATİK
|
|
|
BİTKİLER
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kadınları anlamak sadece bu 10 maddede gizli
İlişkiler üzerine yazılar yazan İngiliz gazeteci, kadınların anlama şifresini yeğenini izleyerek çözdü
Kasınları anlamaya yıllarını veren ilişki uzmanı İngiliz gazeteci Tad Safran, 2 yaşındaki kız yeğeni Lou-Lou’yu izleyerek kadınların ne istediklerini çözdüğünü söylüyor. İşte The Times muhabirinin gözlemleri:
1) Kadınları reddedin. Kadını görür görmez sarılmayın. Çünkü
böylece sizden kaçarlar. Önce onu takmayın, yanından geçin kesinlikle o sizi çağıracaktır.
2) PARA yedirin. Hediyeler çok işe yarıyor. Bir hediye bin nasihatten iyidir.
3) İLTİFAT edin. İltifat mücehver kadar etkili.
4) ONLARI dinleyin. Ne kadar uzun sürerse sürsün.
5) ÖZÜR dileyin.
6) KENDİ haline bırakın. Bırakın yaptığı şey ne olursa olsun yapmak istiyorsa yapsın.
7) NE yapması gerektiğini kesinlikle söylemeyin.
8) KENDİ sorunlarınızla sıkmayın.
9) ÇOK basit tartışmaları asla kazanmazsınız.
10) SAKIN ağlatmayın.
Öpüşmeyle ilgili bilinmeyenler
Öpüşme ile ilgili gerçekler Genç insanlar cinsel yaşamlarına başlamadan iki veya üç yıl önce öpüşmeye başlıyor. Erkeklerin yüzde 50'si ilk öpücük heyecanını 13 veya 14 yaşında yaşıyor. Öpüşme sırasında yaklaşık 30 kas çok aktif olarak çalışır. Bu kasların on ikisi dudakların hareketlerini kontrol eder ve on bir kas dilden sorumludur. Bu esnada nabız atışı dakikada 70'ten 150'ye çıkar. Kadınların yüzde 15'i sadece erkek arkadaşlarının kötü öpüşme yeteneği nedeni ile onlardan ayrılmaya hazır olduklarını söylüyor. Kadınlar, öpüşmede erkeklerin dili zayıf
olduğunda bundan nefret ediyor. Dudaktan öpüşme erkekler arasında en popüler öpüşme şekli. Erkeklerin yüzde 67'si bunu onaylıyor. Erkeklerin yüzde 56'sı yanaktan öpmeye karşı değil. Yüzde 26'sı genital organların mahrem öpüşünü onaylıyor. Ayak parmaklarını öpmekten haz almak en küçük grubu oluşturuyor.
Dudaktan öpüşme erkekler arasında en popüler öpüşme şekli. Erkeklerin yüzde 67'si bunu onaylıyor. Erkeklerin yüzde 56'sı yanaktan öpmeye karşı değil.
Yüzde 26'sı genital organların mahrem öpüsünü onayliyor. Ayak parmaklarını öpmekten haz alanlar en küçük grubu oluşturuyor.
En uzun süren öpüşme 17 gün, 10 saat ve 30 dakikadır. Öpüşen çift ciddi bitkinlik ile hastaneye kaldırılmak zorunda kaldılar. Onlar iyileştiklerinde birbirlerini bir daha asla görmemişler.
Bir insanın ağzında yaşayan 278 türde mikrop vardır. Bu mikroplar zararsızdır. İki insan öpüştüğünde, binlerce mikrop bir ağızdan diğerine akar.
Böyle durumlarda bu mikroplar kendini savunma için enzimler ve doğal antibiyotikler üretir. Sonuç olarak, iki öpüşen bireyin bedenleri tüm diğer patojenik bakterilere karşı direnç geliştirir.
İnsanların yüzde 55'i "Rüzgar Gibi Geçti"de Vivien Leigh ve Clark Gablein öpüşmesinin en göze çarpan öpüşme olduğunu söylüyor.
Sharon Stone ve Michael Douglas'ın 'Temel İçgüdü'deki öpüsmesi ikinci sırayı alıyor. Hugh Grant ve Andie McDowell 'Dört Nikah ve Bir Cenaze'deki yağmur altındaki romantik öpüşmeleri ile üçüncü sırayı alıyor.
Erkeklerin yüzde 63'ü kadınları rujsuz olarak öpmeyi tercih ettiğini söylüyor. Onlar bunun daha doğal olduğunu ve yüzlerinde iz bırakmadıığını söylüyor. Erkeklerin yüzde 49'u hafifçe ıslak ve yumuşak dudakları öpmekten hoşlandıklarını belirtiyor.
Yüzde 35'i Pamela Anderson, Monica Belucci, Julia Roberts ve Sharon Stone gibi dolgun, erotik dudaklara hayran olduklarını söylüyor
Erkekler nelere kafayı takar
Başlığı görünce aklınıza hemen seks gelmesin! Onların seks dışında da kafalarını kurcalayan bir yığın şey var. Neler mi.Erkeklerin de bazı şeyleri taktığını ve kafa patlattığını hiç düşündünüz mü? İşte size erkeklerin neyi önemseyip neyi önemsemediklerine dair bazı ipuçları! Arkadaşlarınızın onun hakkındaki düşünceleri! Onları en çıok korkutan şey arkadaşlarınızla tanışmak. Çünkü arkadaşlarınızın onu sevmesini ve düzgün biri olduğunu düşünmelerini ister. Sevgiliniz sizi gerçekten önemsiyorsa arkadaşlarınızın yanındaolduğundan farklı görünüp rol yapmayacaktır. Bu şekilde doğal davranırsa ilişkinizde geleceğe yatırım yaptığını düşünebilirsiniz. Ayakkabılarınızın rahatlığı!
Bir erkek sadece ayakkabılarınıza bakarak bile gecenizin nasıl geçeceğini tahmin edebilir. Yüksek topuklu ve sivri burunlu bir ayakkabı giydiğiinizde gece boyunca oturduğunuz yerden kalkamayacağınız anlamına gelir.
Eğer biraz kısa olmayı göze alıp, düz bir ayakkabı giyerseniz; dans edebilir, karaoke yapabilir hatta bir bara gidip geç saatlere kadar takılmaya hazırsınız diye düşünür. Rahat ayakkabılar giyin ki ilişkilerinizde adımlarınızı sağlam atın.
Aldığı çiçeklerin solması!
Bir erkeğin size çiçek vermesinin nedeni; yaşadığınız ilişkide duyduğu heyecanı sizinle de paylaşmak istemesidir.
Çiçekler; sevgiliniz yanınızda olmadığında, salonunuzda veya evinizin baş köşesine onu temsil eder. Eğer o çiçeklere iyi bakmazsanız, ilişkinize olan inancınızı yitirdiğinizi düşünebilir.
Doğum günleri!
Sevgilinize doğum gününde dünyaları almanız gerçekten çok ince olduğunuzu gösterir. Ama aslında erkekler o güz özel hiç bir şey yapmak istemezler. O güne özel hiç bir plan yapmayın. Ama isterse eğlenmeye de hazır olun.
Çantanızın marka olup olmadığı!
Giyim kuşamınıza gösterdiğiniz özen hiç bir dikkatli erkeğin gözünden kaçmaz. Ancak pek çok erkek için önemli olan uyum içinde giyinmiş olmanızdır.
Küçük bir servet harcayarak aldığınız pek çok aksesuarın markasından haberdar bile olmaması ihtimalini aklınızdan çıkarmayın.
Her seferinde orgazm olmak!
Erkek arkadaşınız her birlikteliğinizde orgazm olmayabilir. Bunu doğal karşılayın ve üzerine gitmeyin. Çok içkili ya da kafasını kurcalayan başka konular olabilir. Eğer bu konuda çok üstelemezseniz, sabah uyandığınızda gönlünüzü alabilir.
Erkek arkadaşlarıyla gece çıkmaları!
Erkeklerin gece kulübüne gitmelerinin tek sebebi kız tavlamak değildir. Sadece erkek erkeğe bile vakit geçirmek bile onları çok mutlu eder. Yanlarında kız arkadaşları olduğunda rahat muhabbet edemediklerinden arada bir böyle bir program yapmak istiyor olabilirler.
Siz yanında olmadan çıkmasında art niyet arıyor olabilirsiniz. Ancak gece erkek erkeğe gezmeleri gayet masum bir aktivite olabilir.
Bir erkeği 12 adımda nasıl etkilersiniz
Erkekler kadınlarda daha kolay etkilenirler öyle değil mi? Bazen. İhtiyacınız olan şey taze nefes ve parfüm.1. Erkeklerin kendine güvenen kadınlardan hoşlandıklarını hatırlayın. Eğer siz kendinizi severseniz, o da sizi sevecektir. 2. Özgür bırakın ve özgür davranın. Erkekğin baskı altında olmayacağını bilmesi ve sürekli ne yaptığınızı düşünmek zorunda olmaması caziptir. 3. Aptal rolünü oynamayın. Eğer onu bu şekilde etkilemeye çalışıyorsanız, gerçekten onu isteyip istemediğiniz anlayamaz.4. İyi giyinin. Kendi tarzınızı yansıtan herşeyigiyebilirsiniz. Erkekler siyah uzun çoraplardan ve gösterişli uzun topuklardan hoşlanır. Ancak bunları giydinizde rahat olduğunuzdan ve komik duruma düşmediğinizden emin olun.
5. Süper modele benzemiyorsanız üzülmeyin. Dahası, hayatınızdaki erkek de bir film yıldızı değil öyle değil mi? Bundan daha önemli şeyler var. Hoşlandığınız kişilere bunları verin.
6. Çekici olun. Erkekleri etrafına toplayan bir kadın olun. Bu erkeklerin bir kadınla oturmasının bir nedeni vardır. Diğer erkekler de bunun ne olduğunu bilmek isteyecektir.
7. Bir erkeğin ne giydiğine dikkat edin ve güzel şeyler söyleyin. Erkekler genellikle böyle şeylere önem vermez ancak nadir de olsa kadınlar gibi komplimanlardan hoşlananlar vardır.
8. Çok içmeyin. Alkol sizi çok etkiliyorsa daha sonra pişman olabileceğiniz şeyler söyleyebilirsiniz.
9. Memnun olduğunuzu gösterin. Teşekkür edin, minnettarlığınızı gösterir bir şekilde gülümseyin. Bu onunla olmayı çok istediğinizi gösterir.
10. İşinden, hobilerinden ve ilgi alanlarından bahsetmesini isteyin. Dikkatle dinleyerek sorular sorun.
11. Hobilerine eşlik edin. Baseball, araba yarışları, balık tutma gibi ilgi alanlarına sizde iştirak edebilirsiniz.
12. Onunlayken rahat olun. Siz rahatsanızsanız etrafınızdakiler de rahat olur. Huzursuz olan tek kişi siz olmayabilirsiniz.
Söylemek istediğini yüzünden anlayın
Sevgilinizin iç dünyasını anında okuyabilmeniz için, yüz ifadesiyle ilgili 6 ipucunu açıklıyoruz… Sevgiliniz sizinle çok rahat olsa da, her şeyi konuşabiliyor olsanız da, duygularını paylaşmak onun için hiç kolay olmayabilir. Ağzından alamadığınız cevapları vücut dilini okumayı başarırsanız, yüzünden kolayca alabilirsiniz. Yüz vücudun en konuşkan parçasıdır, çünkü yüzdeki kaslar direk beyinle bağlantılıdır. Biraz mesafeye ihtiyacı var Hassas bir konu açmışsınızdır veya bir şeyden rahtsız olmuştur. Belki de iş günü pekiyi geçmediği
için canı sıkkındır. Sebep ne olursa olsun belli ki bir şey var: eğer sevgiliniz başını sağa veya sola çevirip sizinle profilden konuşuyorsa, sohbet modunda değildir. Bu hareketi aranızda bir bariyer inşa etmek için kullanıyor demektir.
Ne yapmalısınız?
Soğuk duruşunun sizinle hiçbir alakası olmayabilir ama mutlaka onu rahatsız eden bir şey olmuştur ve yalnız kalma istiyordur. Üzerine yürümek, yardım teklifinde bulunmak daha yersiz olur ve canını daha çok sıkar. Bu durumlarda yapabileceğiniz tek şey onu yalnız bırakmaktır. Ona düşünmesi için yeterli zamanı vermeniz çok önemli.
Yüzündeki ifadenin değiştiğini gördüğünüzde, geçen gün, ya da az önce ne olmuştu diye sorup sessizliği bozabilirsiniz. Anlatmak istemiyorsa kesinlikle zorlamayın. Can sıkıntısının sizinle ilgili olduğuna dair kesin ipuçları vermediği sürece, üzerine gitmenize gerek yok!
Soyunmak istiyor
Bir partide veya bir barda birlikteyken gözleri sizin gözlerinizle karşılaştığında, gözlerini hafifçe yumup uykulu gibi bakıyorsa size, kesin yatağa girmek için can atıyordur.
Güçlü bir cinsel istek duyduklarında insanların uykulu bir ruh haline girdikleri saptandı.
Ne yapmalısınız?
Sizin için can attığını biliyorsunuz, üstelik bunu kanıtını bir de kalabalık bir ortamda aldınız. Yapmanız gereken tek şey, ufak bir ön sevişme oyunu oynamak. (Zaten o ortamda yapabileceğiniz tek şey de bu.) Kulağına yanaşıp eve gelir gelmez onunla yapmak istediğiniz şeyleri anlatın. Bunları yaptıktan sonra, arkadaşlarınızın yanına dönüp hiçbir şey olmamış gibi eğlenmeye devam edin. Bekleyiş heyecanını daha da arttıracaktır.
Size söylemek istediği bir şey var
Sevgilinize konuşurken arada sırada onun dudağını büktüğünü ya da birkaç kez açıp kapadığını görüyorsanız, emin olun sizinle bir şey konuşmak istiyordur. Bu durum size bir şeyler söylemek istediğinin ama doğru kelimeleri bulamadığının işaretidir.
Birisi bir şey söylemek istediğinde beyin dudaklara sinyal gönderir. Yani kelimeler gecikse bile, dudakları oynar.
Ne yapmalısınız?
Sizinle konuşmak istediğini fark edip, sizinle konuşması için onu zorlarsanız, geri adım atacaktır. Sabırsızlık her zaman olduğu gibi, bu durumda da işe yaramaz. Ona zaman tanıyın, düşüncelerini toparlayıp nasıl olsa sizinle konuşacaktır.
Yarım saat içinde baklayı ağzından hala çıkarmadıysa, üzerine varmayın, konuyu değiştirin. Onu daha rahat bir durumda bulduğunuzda konuyu tekrar açabilirsiniz. Üstelik sizin bu rahat tavrınız onu rahatlatacak ve daha kolay konuşmasını sağlayacaktır.
Sizden bir şey saklıyor
Sevgiliniz cümlelerin ortasında aniden duruyor ise veya dilini sık sık kapalı dudakları üzerinden geçiriyorsa, emin olun ki kendi kendine sansür uyguluyordur.
Bu refleks kendi kendini durdurmaya çalışan ve söylediklerine aşırı dikkat eden kişilere aittir. Yani sevgiliniz ağzından bir şey kaçırmaktan korkarsa böyle davranır.
Ne yapmalısınız?
Onu ne pahasına olursa olsun konuşturmak için çaba göstermeden önce, şunu hatırlayın; saklamak istediği şey olumlu da olabilir (sürpriz bir parti gibi), Sizden bazı şeyleri saklamak istemesi problem değil. Belki partnerinizin sakladığı olay gerçekten sizi ilgilendirmiyordur. Sizi üzmek ya da endişelendirmek istemiyordur. Bu durumda konuşması için bastırmanızın bir alemi yok!
Mutlu yuva için iki önemli sır
En baştan sağlam esaslar üzerine kurulmuş ve maddî manevî saaâdetin dalgalanıp durduğu bir yuva, milletçe var olmanın en sağlam temel taşıdır. Herkesin yuvası küçük bir dünyadır. Burada mutluluğu yakalayan bir insan geleceğe emin adımlarla yürüyecek ve hayatın her karesinde huzur ve saadeti yudumlayacaktır. Yuvada huzuru ve mutluluğu yakalamanın iki temel şartı vardır: Bunlardan bir tanesi aile fertlerinin her birinin birbirlerine karşı samimi, ciddi ve fedakâr bir şekilde saygı göstermesidir. İkincisi ise aile fertleri arasında şefkat yörüngeli merhamet hissinin ön planda olmasıdır. Birbirinin mahremiyetine girmiş, birbirine gönül vermiş, dert, sıkıntı ve zorluklara birlikte göğüs germiş eşlerin karşılıklı anlayış havasına girmesi ve birbirini hoşgörmesi icap eder. Bir insanın hanımına kötü davranması, dış âlemin gürültülerinden kaçarak huzur ve sükûnetine sığındığı mutluluk yuvasını kendi eliyle bozup dağıtması demektir. Bu konuda eşlerin birbirlerine karşı çok dikkatli davranmaları gerekmektedir.
EŞİNİZE İYİ DAVRANIN
Asr-ı Saâdet'ten yani Peygamber Efendimiz'in yaşadığı o kutlu devirden alacağımız bir örnekle bu konuya açıklık getirmeye çalışalım: Resûlullah Efendimiz erkeklerin eşlerini dövmelerini yasaklamıştı. Bir gün Hazreti Ömer Peygamberimiz'in huzuruna gelerek kadınların iyice şımardıklarını, kocalarını dinlemez olduklarını söyledi.
O zaman Allah'ın Resûlü erkeklerin eşlerine karşı daha ciddi tavır takınabileceklerini belirtti. Birkaç gün sonra kadınlar Resûlullah'ın hanımlarına gelerek kocalarını şikâyete başladılar. Bunun üzerine sevgili Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Birçok kadın Muhammed ailesine gelerek kocalarını şikâyet ediyorlar.
Kadınlarını üzen o kimseler sizin hayırlınız değildir." Ne var ki, ister erkek ister kadın, insanoğlu iki uç arasındaki orta yolu kolay kolay bulamamaktadır. Bu dengeyi yakalayabilmek için insanın çok hassas olması gerekmektedir. Eşler, problemlerini karşılıklı anlayış ve ilgiyle çözmeli, meseleleri büyütüp içinden çıkılmaz hale getirmemeliler.
Türk kadınlarının boşanma nedenleri
Kadınların eğitim düzeyi arttıkça boşanma nedenleri de farklılaşıyor. İşte Türk kadınları üzerine yapılan araştırmanın sonuçlarına göre kadınlarımızın hali pür melali:Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğünce yapılan Aile Yapısı Araştırması'nın ileri analizine göre, eğitimli kadınlar aldatılma ve şiddete maruz kalma eğitimsiz kadınlar ise çocuk sahibi olmama ve eşinin ailesiyle geçinememe gibi nedenlerle boşanıyor. Türk aile yapısının genel görünümünü ortaya koymak üzere 2006'da gerçekleştirilen Aile Yapısı Araştırması'nın cinsiyet ve eğitim durumlarına göre analizi gerçekleştirildi. Buna göre, ilk evlenme yaşı giderek artıyor. Türkiye'de erkekler için ortalama ilk evlenme yaşı 1990'da 26.1 iken 2000'de 26.9 oldu. Kadınların eğitim düzeyi arttıkça evlenme yaşı da yükseliyor. İlk evlenme yaşı eğitimsiz kadınlarda 18 yaş altı ve 18-24 yaş, eğitimli kadınlarda ise 18-24 ile 25-29. Kadınların eğitim düzeyi arttıkça boşanma nedenleri de farklılaşıyor. Eğitimli kadınlar aldatılma, şiddete maruz kalma ve madde bağımlılığı gibi erkeğe bağlı nedenlerle evliliklerini bitirme kararı alıyor. Eğitimsiz kadınlar ise çocuk sahibi olmamak, eşinin ailesi ile geçinememek, ekonomik olarak evin geçiminin sağlanamaması gibi aileyle ilgili sebeplerden boşanıyor.
-EĞİTİMSİZ KADINLAR GAYRİMENKULE YATIRIM YAPIYOR-
Araştırmanın ileri analizine göre, eğitimli kadınların kişisel gelirleri 400-1200 YTL arasında değişirken, eğitimsiz kadınlar 400 YTL den az kazanıyor.
Kazanılan gelirle mülkiyet arasındaki ilişkiye bakıldığında kişisel gelirleri 400 YTL'den az olmasına rağmen eğitimsiz kadınların, müstakil ev sahibi olma oranı eğitimli kadınlardan daha fazla.
Eğitimsiz kadınlar geleceğin garantisi olarak bağ, bahçe gibi gayrimenkullere büyük oranda yatırım yapıyor. Eğitimsiz kadının hemen hemen hiç otomobili bulunmazken, eğitimli kadınlar da eğitimli erkelerle karşılaştırıldığında çok az miktarda otomobil alıyor.
Eğitim seviyesinin yükselmesi ile aile içi geleneksel rol ve statü dağılımında da farklılaşmalar görülüyor. Geleneksel rol dağılımı eğitimli ve eğitimsiz tüm kadınların ailelerinde yer alıyor.
Günlük, yiyecek, içecek alışverişini eğitimsiz kadının ailesinde erkek yaparken, eğitimli kadın bu işleri de üzerine alıyor. Fatura ödenmesi ise tamamıyla her tür eğitim düzeyindeki kadın için erkeğin görevleri arasında kalıyor.
-EĞİTİMLİ KADINLAR BOŞ ZAMANLARINI KENDİLERİNE AYIRIYOR-
Boş zamanlarında eğitimli kadınlar, kitap ve gazete okuyup, spor yaparken eğitimsiz kadınlar, sosyal eğlence olarak nitelendirilecek etkinliklerde bulunuyor.
Eğitimsiz kadınlar boş zamanlarını öncelikle eşi ve çocuklarıyla geçirirken, eğitimli kadın ailesinin dışında arkadaşlarıyla da boş zaman faaliyetlerine katılıyor.
Anne ve babayla hemen hemen tüm gruplar sıklıkla görüşmekteyken, kardeşler söz konusu olduğunda eğitimsiz kadının kardeşleriyle görüşme sıklığı ayda bir kez ya da senede birkaç keze düşüyor.
Kayınvalide ve kayınpederle en sık eğitimsiz kadınlar görüşüyor. Büyükanne ve büyükbabaları ise sıklıkla eğitimli kadınlar ziyaret ediyor. Eğitimsiz kadınlarda bu oran çok düşük düzeyde kalıyor.
Amca teyze ve hala dayı gibi akrabalarla görüşme sıklığı ise senede birkaç kez ya da ayda birkaç şeklinde olmak üzere değişkenlik gösteriyor. Komşularıyla en fazla görüşenler, eğitimsiz kadınlar.
Eğitimli kadınlar, hemcinslerinin çalışmasından yana tutum sergilerken, eğitimsiz kadınlar ise çalışma hayatında kadının yer almasını desteklemiyor.
Eski sevgiliniz arkadaşınız mı
Sevgilinizle ayrıldınız. Peki onunla arkadaş kalmayı başarabilenlerden misiniz.Ayrılık konuşmalarında "Arkadaş kalabilir miyiz?", "Sen mükemmel bir insansın, seni kaybetmek istemem" gibi sözler hep söylenir. Acaba gerçekte öyle midir? O sizi hiç geçmez ki! Terk eden kişi, "sen bana fazlasın, seni hak etmiyorum ama hayatımdan çıkma, ne olur arkadaş kalalım gibisinden" şeyler söyler. Bu sayede sanki her "terk eden" bir bulunmaz Hint kumaşıdır da, terk ettiği sevgilinin hayatında kalmasına izin vererek sevap
işlemektedir. Gidenin, giderken koparttığı yerlerin yarası sızlamaya devam eder. Enkaz halinde bırakıp giden "terk eden"in ettiği iki telefonla, bir e-mail o kadar da nefis şeyler değildir.
Ona açılamazsınız!
Arkadaşlarınıza sırlarınızı anlatabilmeli, yaşadıklarınızı söyleyebilmeli, sıkıntılarınızı paylaşabilmelisiniz değil mi? Peki eski sevgilinize, geçen gece nasıl bir hatunla birlikte seviştiğinizi anlatabilir misiniz? Ya da önceki akşam sinemada gördüğünüz kişiyi ne kadar arzuladığınızı. Bunu yapsanız bile muhabbet olsun diye değil büyük ihtimalle canını acıtmak için yaparsınız. O zaman da bu iş arkadaşlıktan çıkar.
Bu arkadaş kalma işi daha çok sevgilinizin bir şekilde yanınızda olmasını ve hayat sarpa sardığında sizi rahatlatabilecek bir güvenlik telefonunun cebinizde durduğundan emin olmanızı sağlayan bir şeydir.
Arada sırada arayıp nasıl olduğunu sorar ve nasıl olduğunuzu söylersiniz. Ama anlattığınız ve dinlediğiniz haller genellikle gerçek haller olmaz. Bu da bir arkadaşlığı, özellikle de sevgili olmuş biriyle paylaşılması gereken kadar yakın bir arkadaşlığı taşımayı iyice zorlaştırır.
Bu nasıl arkadaşlık?!
Ayrılıklar genellikle tek kişinin başının altından çıktığından, taraflardan biri terk edene gizli gizli kıl olur. Eski sevgili çok yakın arkadaşmış gibi davranıyor olsa da, genelde gerçekte o kadar da yakın arkadaşınız değildir.
Olası herhangi bir yeni ilişkinizin sabotaja uğrama ihtimali çok yüksektir. Çoğu kişi yeni sevgilisini eski sevgilisiyle görüştürmekten kaçar. Bu nasıl arkadaşlık oluyor o zaman? Dahası, insan eski sevgilisini her zaman kıskanır. Birinden ayrılırken arkadaş kalmayı, hep birlikte olmayı, hayatlardan çıkmamayı filan konuşurken, sizden daha iyi görünen, daha akıllı, daha başarılı, daha zengin biriyle mutluluğun ufuklarına yelken açması durumunda midenizde oluşacak krampları düşünerek konuşun.
Eski sevgilinizin hayatınızın bir yerlerinde durmasına izin verirseniz hayatınıza devam etmeyi daha zor bir hale getirirsiniz. Yeni tanıştığınız insanlarla yaşadığınız her düş kırıklığı, açtığınız yeni sayfalarda sizi rahatsız eden her detay, nasıl olsa kaçacak yeriniz olduğu için kısırdöngüye girmenize sebep olabilir. İleri bakamazsınız çünkü arkanızda hayaletler vardır.
Eski sevgiliyle ilgili iyi şeyleri hatırlamak, yaşadığınız ve değer verdiğiniz bir ilişkiyle ilgili güzel detaylar saklamak iyi bir şeydir. Eski sevgiliyi hayatınızda tutmak hatırlanacak güzel şeylere ciddi bir katkı yapmayacağı gibi, zaten bitmiş bir ilişkiyi iyice balçığa saplamaktan başka işe yaramaz..
Tutku asla bitmez!
Bir ilişkide olduğu gibi sevgililer düzenli olarak 15 dakikada bir kavga ediyor olsalar da tutku ya da aradaki cinsel çekim oldukça başarılı bir zamk olarak çalışıyor olabilir. Sevgililer ellerini birbirinin gırtlağından çektikleri anda sevişmeye başlıyor, birbirlerine küfretmeyi kestikleri anda aşk sözcükleri fısıldıyor olabilir.
Eğer ayrılık sebebi artık birbirinizden hoşlanmamanız değilse, daha çok akli dengenizi ve hatta fiziksel sağlığınızı korumak için başka yol kalmadığından ayrıldıysanız, bir araya geldiğiniz her an, birbirinizin üzerine atlama ihtimaliniz yüksektir.
İşte bu noktada da işler kötü kokulu maddelere sarar ki birbirinizden ayrılamadığınız gibi, şiddetle acı ve sıkıntı vermeye de devam edersiniz. Ve yaşadığınız her "son defa" seksi sizi başladığınız yere geri döndürür.
İlişkileri sarsan kötü alışkanlıklar
Bazen farkında bile olmadığımız kötü alışkanlıklarımız yüzünden ilişkilerimiz zora girer. Oysa normal ve açık davranmak her zaman tercih edilmelidir.Kavgadan sonra somurtuyor musunuz? Partneriniz sizi deli ettiğinde onu sessizliğinizle mi cezalandırıyorsunuz? Sinir savaşı mı yapıyorsunuz? Biriyle birlikte olduğunuzda bile ıslah olmaz bir flörtçü müsünüz? Sizce ?ilişkiniz açısından en kötü alışkanlığınız? nedir? Biz size bir ilişkiyi kötü yöne sürükleyecek alışkanlıkları sayalım. Bakalım sizde bunlardan hangileri var?
• Kadın ya da erkek bazen rahatsız eden bir şey olduğunda, karşı tarafla bu konuda yüzleşmekten kaçınır. Daha kötüsü olacağı korkusu ya da gereksiz alınganlık nedeniyle, rahatsız olduğu konuyu gündeme getirmek yerine oturup somurtur ve mesela bütün bir akşamı mahvetmeyi tercih eder. • Bazen rahatsız eden şeyler yüzünden değil, rahatsız etmesi gerektiği düşünülen şeyler yüzünden kadın ya da erkek sinirli davranır.
• Çift ya da eşlerden birisi konuşurken bazen bir konuya takılıp kalır ve o konuyu temcit pilavı gibi devamlı ileriye sürer. Oysa bu ilişkide bıkkınlığa yol açar. Her iki taraf için de...
• Kadın ya da erkek bazen eşine çok iyi yaptığı ya da kolaylıkla başa çıkabileceği işleri nasıl yapması gerektiğini anlatır. Ona çocuk gibi davranır. Oysa bu ilişkiyi zehirleyen olaylardan birisidir. Karşı tarafın ya sinirlenmesini ya da gerçekten tüm sorumlulukları üstünden atmasını sağlar.
• Özellikle ilişkinin ya da evliliği ileri safhalarında, bazen bir taraf dış görünüşüne özen göstermeyi bırakır. Ama ilişki böyle bir şeydir. Sürmesi ve güzelleşmesi için sürekli özene ihtiyacı vardır.
• ?Özür dilememek? de bir ilişkide en çok rastlanan kötü alışkanlıklar arasında. Bazen bir taraf, bazen de ikisi birden özür dilemekten hoşlanmayabilir. Ama haksız olduğunda insanların özür dilemesi gerekir. İlişkinin sağlığı açısından önemlidir.
• Karşısındakini kızdırmak ya da kırmak istememek için ?sürekli onaylamak? da başka bir kötü alışkanlıktır. İlişkinin heyecanını yok eder.
• Kin tutmak. Alın işte başka bir kötü alışkanlık. Zaman içinde ilişkiyi törpüleyerek yok eden bir eğe gibidir. Karşısındakini dinlememek. Sözlerine değer vermemek. Hep kendi sözünü geçirmeye çalışmak ya da haklı olduğunu tekrarlamak. Bu saygısızlık ve karşısındakini aşağılamak anlamına gelir. Böyle bir ilişki sizce ne kadar sürer?
• Bağımsız takılmak. Çiftin bir ferdi, kendi zevklerini ve kendi başına gerçekleştireceği aktiviteleri, beraberliklerinin önüne alıyorsa, zaten o ilişki için söyleyecek fazla bir söz kalmamış demektir. Henüz sürüyorsa, muhtemelen dışarıya karşı bir gösteridir.
Erkekler neden ilgilerini kaybeder
Hiç, bir erkekle inanılmaz bir akşam geçirdiğiniz, pek çok ortak ilgi alanınız olduğunu keşfettiğiniz, inanılmaz bir çekim hissettiğiniz, belki mahrem bir şeyler paylaştığınız ve daha sonra ondan hiç haber alamadığınız oldu mu?Hiçbir ilişki sırasında erkeklerin neden ilgilerini kaybettiğini düşündüğünüz oldu mu? İşler ta yolunda gidermiş gibi gözükürken, bir de bakmışsınız her şey tepe taklak olmuş. Bu yazıda sizlere bu hiç de hoş olmayan durumun nedenlerini anlatmaya çalışacağız. Aylar boyunca size
muhteşem bir ilişki yaşattığı, duymak istediğiniz tüm güzel şeyleri söylediği, sizin için kesinlikle mükemmel eş olduğu ve sonra bir anda soğuk ve uzak bir insana dönüştüğü veya ilişkinin bir anda bittiği oldu mu? Uzmanlar bu durumu şöyle açıklıyor: Bunun sebebi, erkeklerin genlerine kazınmış olan takip etmenin yarattığı heyecan hissi olmalı. Ve kaçma kısmına gelince, işte o eski kendini adama korkusu ortaya çıkıyor. Pek çok erkek yaşlandıkça bu korkunun üstesinden gelir ancak bazıları maalesef gelemez. Kendine güveni olan, size ilk tanışmanızda sadece 2. buluşmada ortadan kaybolmak üzere gösteriş yapmayan erkekleri tanımayı öğrenin.
Korkunun Kokusunu Almayı Öğrenin
Konu böcekleri öldürmek veya bir korku filmi seyretmekse neredeyse tüm erkekler cesur kesilirler. Ancak konu samimiyet veya ilişkiyi bir adım öteye götürmek olduğunda hepsi bir anda korkak tavuklara dönüşürler.
Eğer karşınızdaki erkek kendisini bir ilişkiye adamaya hazır hissetmiyorsa, öyle bir yöne kaçar ki kendinizi ?erkeklerin derdi de ne?? diye sorarken bulursunuz.
Uzmanlar, erkeklerin neden ilişkilere bir döner kapıdan geçermiş gibi bir girip bir çıktıklarını açıklarken bunun sebebini yeni biriyle tanışmanın başlangıçta verdiği heyecan duygusuna ve ego tatminine bağlıyor:
Ona Her şeyinizi vermeyin
Pek çok erkek için bütün mesele fethetme duygusudur. Size sahip olabileceklerini bilmek isterler. Sizi bir kere ele geçirdiklerini hissettiklerinde ise kanıtlayacak bir şeyleri kalmaz ve dolayısıyla kendi kendilerine ne kadar çekici, zeki, eğlenceli ve muhteşem olduklarını kanıtlayacak yeni bir kadın aramaya başlarlar.
İlişkilerle ilgili en büyük mit erkeklerin bağlanmaktan korktukları mitidir. Erkeklerin asıl korktukları yeni bir kadın onları dayanılmaz bulduğunda, yaşadıkları ilişkiye dair olan heyecanlarını kaybetmektir.
Peki, onların bu saçmalıklarına kapılma ihtimalinizi nasıl en aza indirebilirsiniz? İŞİ YAVAŞTAN ALIN. Kaçma-kovalamaca faslının sürmesini sağlayın. Hiç kimse bir ilişki için her şeyini vermemelidir. Asla!
Eğer sizinle sürekli görüşme talebiyle sizi sıkıştırmaya başlarsa, her ne kadar, bu size çok hoş gelse de hemen teslim olmayın. Pozisyonunuzu koruyun ve gerek arkadaşlarınızla zaman geçirme planları yaparak, gerekse kendinize zaman ayırarak partnerinizle aranıza biraz mesafe koyun.
Eğer hayatınız onun çevresinde dönmeye başladıysa, ondan biraz ayrı kalmanızı sağlayacak arkadaşlar edinin. Böylece karşınızdaki erkeğin kafası her zaman, bir adım ileriye gitmekten korkup korkmayacağınız sorusuyla meşgul olacaktır.
Uzmanlar bu durumu ise şöyle açıklıyor:
İnsanlar kendilerini ateşe atıyorlar, olayların aslında istediklerinden çok daha hızlı gelişmekte olduğunu fark ediyorlar ve paniğe kapılıyorlar. Bu durumda verdikleri tepki ise bu durumla savaşmak yerine arkalarını dönüp kaçmak oluyor.
İşleri biraz ağırdan aldığınızda daha fazla iletişime geçmiş oluyorsunuz ki bir ilişkinin anahtarı budur. Ve bu sayede ilişkiniz devam ederken karşınıza çıkan sorunları konuşma şansına sahip oluyorsunuz. Başlangıçta her şey güllük gülistanlıktır ancak yavaş yavaş bazı sorunlar ortaya çıkmaya başlar. İşte o anda insanlar genelde kaçarlar.
Kaçan kişiler genellikle duygusal olarak bir ilişkiye hazır olmayan kişilerdir. Eğer zaten duygusal olarak bir ilişkiye hazır olmayan kişilerle birlikte olmak istiyorsanız, siz de duygusal olarak bir ilişkiye hazır değilsiniz demektir. Bir şeyler sadece sizi bir ilişkiye sürüklüyordur.
Uçlarda Yaşamayın
Ondan başka da bir hayatınız olduğunda partneriniz kendisini çok fazla boğuluyor gibi hissetmeyecektir. Tutkularınızın esiri olup Fantezi Adası tuzağına düşmeyin. İşleri biraz daha ağırdan alın. Bir ilişki sırasında hızlarını kontrol edemeyen erkekler aynı zamanda kendilerini daha hızlı kontrolden çıkmış hissedeceklerdir. Eğer böyle bir şey söz konusu olursa siz ?muhteşem? erkek arkadaşınızı bulduğunuzu düşünürken o bir anda sizden ayrılabilir. Bu durumda terk edilmenin verdiği acıyı ve arkadaşlarınızın ve sizin kendinize sorduğunuz ?Her şey bu kadar iyiyken beni nasıl terk eder?? sorusunu kendinize saklayın. İşte Uzmanların bu konudaki uyarısı:
İlişkinin başlangıcında yaşanan herhangi bir aşırı tepki, örneğin bir evlenme teklifi gerçekten derinlemesine incelenmesi gereken bir davranıştır. Bir adım geri atabilmeli ve bu olayı inceleyebilmelisiniz. Bu her ne kadar kolaymış gibi gözükse de söz konusu bağlandığınız biriyse bunun sizin için ne kadar zor olabileceğini görürsünüz.
Bilgece hareket eden bir kişi bir adım geri çekilerek böyle bir davranışı inceler ve 'Bu tepkinin kaynağı başka bir şey ve ben bu tepkiye balıklama atlamadan önce bunun kaynağını bulmalıyım' diye düşünür.
Bir ilişkiye girmek iki kişinin de üstlenmesi gereken bir sorumluluktur. Kadınlar bir ilişkiden sonra hep erkekleri suçlar. Oysa tek aradığınız bir erkek arkadaş olursa, önünüzdeki açık izleri görmezden gelebilir ve ilişkinin başlangıçta verdiği hazza kendinizi bırakabilirsiniz.
Eğer oto kontrol üzerinde bir miktar çalışırsanız, hiç bir ilişkiye gözü kapalı atlamazsınız. Genellikle bir erkek bir ilişkiye gözü kapalı atlıyorsa bir sorunu var demektir. Uzmanlar, partnerinizin size önerdiği şeyler size ne kadar çekici gelirse gelsin, mümkün olduğunca sık ara vermenizi ve mesafeyi korumanızı öneriyor
|
|
|
|
|
|
|
BU SİTENİN TÜM HAKLARI İLHAN ÜSTÜNEL VE NAZLI ÜSTÜNEL'E AİTTİR
İZİNSİZ RESİM VE BELGE ALINAMAZ.
|
|
|
|
|